"Eğer bir şarkı olsaydım...
Bu şarkıda tek bir kez ama upuzun bir çığlık atılırdı ve bu çığlık hayatı anlatırdı..."
Hasret, bütün ihtişamıyla gelir, baş köşeye kurulurdu. Hiç yaşanmamış bir aile sevgisine duyulan, hiç dinmemiş bir hasret.
Yalnız başıma yaşadığım evlerde dört dönen hayaletler geçerdi bu şarkının sözlerinde. İçinde tek başıma oturacakken, gerçekte hiç kimseye ait olmayan, bomboş yatakların sahibi o hayaletlerin mırıltıyı andıran haykırışları işitilsin isterdim şarkıda. Onları ben çağırmıştım; kalabalık, sevgi dolu, mutlu sofraların kurulacağı günler için üşüşmüşlerdi evime. Yıllarca, hiç yaşamamış, hayalet aileler barındırdım evlerimde...
(Kitabın İçinden)